FB SPOR FİZYOTERAPİSTİ ATA ERCAN RÖPORTAJ

FB SPOR FİZYOTERAPİSTİ ATA ERCAN RÖPORTAJ

3 Ağustos 2017 0 Yazar: Fizyoo

1- Fizyoterapistin bir futbol kulübünde ki pozisyonu nedir?

Fizyoterapistin bir futbol kulübündeki pozisyonu, kulübün kurumsal yapıda olup olmamasına göre değişiklik gösterir. Genel olarak mevcut olan ekibin bir parçası olmak, sorumluluklarını ve sınırlarını bilerek karşılıklı saygıyla çalışılması taraftarıyım. Bu zamana kadar kendim böyle çalıştım ve gerçekten rahat bir şekilde çalıştım, bunu öneririm.

2- İyi bir spor fizyoterapisti olmak için iyi bir sporcu olunmalı mıdır?

Bu soruya aslında iki uçlu bir cevap verebilirim.  Sporcuyla empati kurabilmek için lazım olan bir yetenek gibi görünse de iyi gözlem ve analiz yapabilme, neden sonuç ilişkisi kurabilme, self reflection, kısa ve uzun vadeli plan yapabilme, prosedural bilgi yeteneği varsa kişi sporcu geçmişi olmadan da çok iyi bir spor fizyoterapisti olabilir.  Bunun yanında eğer bu kavramlar fizyoterapistte gelişmemişse, tavsiyem kendilerinin de benzer sakatlıkları yaşayıp, sakatlığın ve doku iyileşmesinin fazlarını kendilerinde deneyimlemeleri olacaktır.

3- Koruyucu olarak fizyoterapistin görevi nedir? Bu görev çerçevesinde antrenör ve futbolcu eğitimi nasıl olmalıdır?

Son zamanlarda gelişen teknolojiler sayesinde sporcuların yorgunlukları, bu yorgunluklara bağlı olarak yaşanabilecek sakatlıkları daha öncesinde yapılacak analizlerle öğrenebiliyor ve buna uygun olarak istirahat ve tedavi programları çizilebiliyorsunuz. Lakin bunlar; sonuçları gayet objektif ve fizyolojik olsa da pahalı analizler. Yaptığımız en önemli iş olmasına rağmen maalesef fizyoterapistin bu özelliklerini kavrayabilecek bir yapı ve işleyişi söz konusu değil. Çalıştığım antrenörler arasında sadece ikisi bu bilince sahipti; onlar da verdiğimiz istatiksel rakamlar doğrultusun da bunu kabul etmiş ve bunun kendileri için önemini benimsemiş antrenörlerdi. Bunun için ne yapmak gerekli sorusuna cevap olarak; ölçülü olmak, dökümantasyon tutmak ve bilimsel yayın yapmak cevabını verebilirim.  Kanıtlanmış bir veriyi ve olguyu anlatıp bunun üzerinden çalışmak sizi daha da rahatlacak, iş yükünüzü azaltacaktır. Futbolcu genellikle sakatlandığı, kaygılarının arttığı, kendini iyi hissetmediği zaman yanınıza gelir ve sizin bu zaman içinde anlattıklarınızı, o anki durumu dahilinde kendi dinamikleri içinde değerlendirir, uygular ve ya uygulamaz.  Zaman ve süreç içerisinde bu da gelişecektir. Burada yaklaşımınız önemli, zira gözlemlediğim koruyucu rehabilitasyon adı altında meslektaşlarımız sporcunun ilness belifes (hastalık inancını)  yükseltmekte ve oyuncular hastalık hastası bir hal almaktadır.

4- Hakemlerde takım tutmanın iyi bir şey olmadığı, olmaması gereken bir şey olduğunu biliyoruz. Spor fizyoterapistliğinde de öyle birşey var mı?

Aslında takım tutma olayı neden iyi değil onun cevabını vermek lazım. Eğer öyle bir algıya girerseniz tamamen subjektif olursunuz, varolan duruma objektif  yaklaşamazsınız ve yukarıda ki tüm yeteneklerinizi kaybedersiniz.  Bunu kaybettiğinizde de boşluğa düşersiniz ve kendinizi tekrarladığınız bir paradoksa girersiniz. Mevcut olduğunuz takımın bir parçası olmak, görev alanınızı sorumluluklarınızı bilerek işinizi en güzel şekilde yerine getirmek çok koyu bir taraftardan daha fazla mutlu eder sizi.

5-  Spor fizyoterapisti olmak isteyen bir kişi kişisel olarak ne tür özelliklere sahip olmalıdır?

Çok dallı bir soru, buna dağılmadan cevap vermek biraz zamanımı alacak. Temel olarak;

  1. Mesleki yeteneği; meslek içinde ki faktörler ve meslek içindeki bilgilere hakim olmalı
  2. Sosyal yeteneği; Momünikasyon, Kooperasyon-Tolerans, Analiz ve Takım çalışması özellikleri olmalı
  3. Bilgi organize yeteneği; Duruma göre düşünebilmeli, sorgulamalı, iyi analiz edebilmeli, iyi bilgi toplamalı, dinamik olmalı ve öğrencilikten uzmanlığa geçiş yapmış olmalı.
  4. Kognisyon boyutunda düşünebilme yeteneği; İyi bilgi toplayabilmeli, çözüm odaklı düşünebilmeli, analitik ve sentetik düşünebilmeli, düşüncelerini anlamlı kelimelere dökebilmeli, divergent ve konvergent düşünebilmeli
  5. Kişisel teyenekleri olmalı; Sürenli in action, on action, self reflection (öz yansıma) yapabilmeli
  6. Clinichal Reasoning (klinik mantığı) iyi olmalı. Bunlar; Diagnostik Reasoning, Predictive Reasoning, Ethical Reasonig, Pragmantic Reasoning, İnteractive Reasoning, Narratives Reasonig, Teaching as Reasoning olmalı (Klemne and Siegmann 2006) aynen katılıyorum.

Bu saydığım özellikleri barındıran bir fizyoterapistin sırtını kimse yere getiremez. Bunlar gayet uygulanabilir yetenekler.

6- Sizce ülkemizde oyuncular ve takım yöneticileri tarafından spor fizyoterapistliğine verilen önem hangi seviyede?

20 sene öncesine göre çok iyi fakat 20 sene sonrasını göremiyorum. Çünkü zaman, değerler ve kişisel kalite çok değişti. Yöneticiye kendinizi yalın bir şekilde anlatabilme yeteneğinizi olması lazım zira yönetici bunu anlama mecburiyetinde değildir.

7- Spor fizyoterapisti olmak aile hayatınızı nasıl etkiliyor?

Çok anlayışı bir aileniz olması lazım, şükür buna sahibim.

8- Yoğun çalışma ortamında kendi sağlığınıza zaman ayırabiliyor musunuz?

Hayır.

9- Kulüplerde çalışmak için yüksek lisans şartı var mıdır?

Böyle bir şart aranmıyor.

10-Sizi spor fizyoterapisti olmaya çeken şey ne oldu?

Kader 🙂

11- Eğitim geçmişiniz hakkında kısa bilgi verir misiniz?

2000 Hacettepe Üniversitesi FTRYO mezunuyum. Osteopati, Refleks Therapy, Ortopedik Manuel Therapy, Kuru iğneleme, Hipnoz, NLP, Lenf drenajı, Çeşitli bantlama teknikleri, Mulligan konsepti, IKOMT konsepti kursları aldım. Halen tez aşamasında olan yüksek lisansım var.

12- Yüksek lisans ve kurslara bakış açınız nedir?

Saydığım konsept kurslar arasında IKOMT’u ilk alsaydım; hayata, mesleğe ve diğer konseptlere bakış açım pozitif yönde çok daha değişik olacaktı. Kalıp bilgilerle, bilgi analiz yeteneğini kaybedip, kendinizi sürekli eksik hissedip, bu tarifleyemediğimiz eksikliği diğer kurslara giderek gidermeye çalışıyorsunuz. Bunun yerine yukarıda belirttiğim kişisel özellikleri edinirseniz, neye neden ihtiyacınız olduğunu bilir ve buna uygun bir konsept kursuna gitmeye karar verirsiniz. Bu sizi zamandan, paradan, emekten, sizin için gereksiz olan kalıp bilgiden kurtaracaktır.

Yüksek lisans benim için önemli çünkü şu ana kadar topladığım veriler ve tecrübelerle bilimsel anlamda da mesleğime katkı vermek istiyorum.

Kaynakça: Theraphysio Fizyoterapist dergisi (2007, 1 Temmuz). AYIN RÖPORTAJI. ATA ERCAN  (FB Kulübü Spor Fizyoterapisti) , s.27.